Hepiniz son zamanlarda çeşitli arkadaşlarınızdan İzmir’de yapılan Trekking - Doğa yürüyüşleri hakkında bir şeyler duymuşsunuzdur. İşte bu yazımızda sizlerle bunu konuşacağız.
Önce Terminolojik bir düzeltme yapalım. Trekking kelimesi aslında doğa yürüyüşü kelimesini tam olarak kapsamıyor doğada sırtında kamp yükü ile konaklamayı anlatıyor. Hiking ise tam anlamı ile günübirlik yapılan doğa yürüyüşlerini kapsıyor. Havalı olsun diye bu ismi kullanmayalım en doğrusu en güzeli Türkçemiz ve biz Doğa yürüyüşü diyelim.
Son yıllarda insanlar şehir hayatının aslında ne kadar keşmekeş ve boğucu olduğu çevredeki mesire yerlerine giderek buralarda yaptıkları kısa yürüyüşlerle fark etmeye başladılar ve 1980 yıllardan bu zamanlara kadar süregelen doğa yürüyüşü grupları ile doğaya uyanmaya başladılar. Her yaştan katılımcının bulunduğu bu kulüpler ve aktivite grupları bize hayatın koşuşturmasında durup dinlenme, soluk alma, spor yapmak ve doğayı farklı bir gözle görme imkanı sağlamaktadır. Yürüyüşlerde her yaşa uygun kulüp ve gruplar olduğu üzere yüksek kondisyona göre de alternatif gruplar oluşturulmaktadır. Etkinlikler için İzmir’in her semtinden araç kalkmakta ve oldukça ekonomik olarak bu faaliyetlere katılma imkanı bulunmaktadır. Köy kahvesinde kalabalık bir grupla yapılan bir kahvaltı ile güne başlamak, yürüyüş sırasında doğanın bin bir rengi ile tanışmak, bitkiler, meyveler, dereler, şelaleler mağaralar görmek, öğle yemek molasında yakılan ateşte sucuğunuzu - yemeğinizi pişirmek, yürüyüş sonrasında köy kahvesinde köydeki amca ve teyzelerle sohbet etmek, yöresel ürünlerden satın alma imkanı yakalamak size hayal bile edemeyeceğiniz güzel duygular hissettirmektedir.
Yürüyüşte tanıdığınız insanların çoğu belirli bir kültür ve kalite sahibi, amacı tamamen paylaşım olan insanlardır aslında siz kendinizi buluyorsunuz çünkü herkes sizin gibi. Hiç tanımadığınız biriyle suyunuzu, meyvenizi, yemeğinizi paylaşıyorsunuz, bu birkaç aktivite sonrasında sizin istem dışı yaptığınız bir şey haline geliyor çünkü mutluluk getiriyor öyle ki, günler önce hazırlık yapıp bir günce akşam sarma sarıp getirenler insanları görüyorsunuz. Fotoğraf merakınız varsa İzmir’de böyle yerler mi vardı dedirtecek görsellerle karşılaştığınızda zamanı durduruyorsunuz. En önemlisi insanın doğanın değerini ne kadar bilmediğini görüyorsunuz. Doğa bilinciniz artıyor, çöp kültürünüz değişiyor, hayata bakış pencereniz bile farklılaşıyor. Çünkü aslında ait olduğumuz yeri yaşamaya başlıyorsunuz.
Bilimsel araştırmalarda doğa yürüyüşünün kalp krizi riskini önlediği, eklem rahatsızlıklarını, sindirim problemlerini önlediği bilinmekte bunun yanı sıra doğanın verdiği arınma duygusu ve günün içinde yaşanan anda kalma duygusu endorfin salgılanmasına neden olduğu için hem yaşlanmayı geciktirdiği, hem bağışıklık sistemini güçlendirdiği hem de psikolojik rahatlama nedeniyle depresyon engellediği görülmektedir. Şehirde de yürüyorum arkadaşlarımla ne var bunda demeyin ! Egsoz kokusu yok, kuş sesleri var, tertemiz bir hava var ve bacak kaslarınız inişi çıkışı ile her yönde çalışmaktadır, kalça, bel ve bacak kaslarınızdaki değişimi 3-4 haftada görmeye başlarsınız.
Macera Kulübünün başkanı olarak ben size harika duygularla dolu bir Pazar günü yaşayacağınızı, keşke daha önce doğaya gitseydik- tanışsaydık diyeceğinizi, doğa bana iyi geldi yepyeni insanlar tanıdım çok mutlu oldum diyeceğiniz üzerine söz verebilirim. Peki ben size şimdi soruyorum;
Mutluluk, sağlık ve kaliteli zaman geçirmek için hala neden doğada değilsiniz ? Haydi bu Pazar kendinize bir mükafat verin ve bizimle doğada buluşun…
M.Toprak ÖZMEN.
MACERA KULÜBÜ YÖNETİM KURULU BAŞKANI